Merkür’de Bir Gün: Zamanın Psikolojik Etkileri ve İnsan Davranışları İnsan davranışlarını anlamak, insan ruhunun derinliklerine inmek isteyen bir psikolog için, zamanın nasıl algılandığı her zaman ilgi çekici bir konu olmuştur. Zaman, yalnızca dış dünyamızla değil, içsel dünyamızla da etkileşimde bulunan bir faktördür. Peki ya, zamanın farklı bir gezegende nasıl işlediğini düşünsek? Merkür’de bir gün, bizim dünyamızda geçen tam 59 günde bir devri tamamlıyor. Bu, bizim zaman algımızı ve psikolojik deneyimlerimizi nasıl etkiler? İnsan zihninin ve duygularının zamanla nasıl şekillendiği üzerine düşünmek, psikolojik bir keşif yolculuğu sunuyor. Merkür’ün benzersiz gün döngüsü, bize zaman algısının ne kadar esnek ve insan ruhu üzerindeki…
6 YorumParlak Fikir Pınarı Yazılar
Kalsiyum Gübresi Ne İşe Yarar? Mucize Değil, Doğru Teşhis Gerektiren Bir Araç “Sür, geçsin” kolaycılığına kapılanlar için kötü haber: Kalsiyum gübresi tek başına mucize yaratmaz; doğru teşhis ve doğru bağlam olmadan yalnızca bütçeyi yorar. Giriş: Güçlü Bir Görüşle Başlayalım Tarımda “moda” ürünlere hep mesafeli dururum. Kalsiyum gübresine övgüler dizen kampanyaları görünce aklıma ilk gelen soru şu: Gerçekten kalsiyum mu eksik, yoksa sulama, pH, potasyum/magnezyum dengesi ya da tuzluluk yüzünden kalsiyum taşınamıyor mu? Cesur iddiam şu: Sahada “kalsiyum eksikliği” diye pazarlanıp satılan sorunların önemli bir bölümü, aslında taşınma ve denge problemleridir. Bu yazı, kalsiyum gübresinin işlevini eleştirel bir mercekle incelerken, zayıf…
Yorum BırakGözümüz Yok Ne Demek? Edebiyatın Sessiz Alçakgönüllülüğü Üzerine Bir İnceleme Giriş: Kelimelerin Dönüştürücü Gücü Bir edebiyatçının gözünde, her kelime bir karakterdir; geçmişi, duygusu ve derinliği vardır. “Gözümüz yok” deyimi, Türkçenin incelikli anlam katmanlarından biridir. Bu ifade, dışarıdan bakıldığında sade görünür: “Bir şeye isteğimiz yok” anlamına gelir. Fakat edebiyatın gözüyle bakıldığında bu deyim, alçakgönüllülüğün, doygunluğun ve içsel barışın sembolüdür. Bu yazı, “gözümüz yok” sözünü yalnızca dilsel değil, aynı zamanda edebi ve duygusal bir düzlemde çözümlemeyi amaçlıyor — çünkü kelimeler, insan ruhunun en kadim aynalarıdır. “Gözümüz Yok” Deyiminin Anlam Katmanları “Gözümüz yok” ifadesi, Türkçede genellikle kıskanmadığını, başkasının hakkına göz dikmediğini belirtmek için…
8 YorumGözetmen Nasıl Olunur? Edebiyatın Tanıklığında Bir Sessizlik Sanatı Kelime, insanın varoluşla kurduğu en eski ve en derin bağdır. Her kelime bir tanıklık, her cümle bir gözetlemedir. Edebiyat daima bir “göz”le başlar; gözlemleyen, sezgilerini kelimelere dönüştüren o içsel gözetmenle. “Gözetmen nasıl olunur?” sorusu, bu anlamda yalnızca bir meslek sorusu değildir; aynı zamanda bir ruh hâlidir, bir bilme biçimidir. Bir Bakışın Etikası: Edebiyatta Gözetleme ve Tanıklık Edebiyat tarihinde gözetmenin rolü her zaman belirgindir. Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway’inde sokağın ortasındaki sessizlikle yankılanan bir iç monolog, bir tür içsel gözetleme eylemidir. Gözetmen, sadece başkalarını değil, kendi benliğini de izler. Yazar, anlatıcı, karakter ya da…
Yorum BırakGudul Nereye Bağlı? Psikolojik Bir Bakış Açısından Mekânın ve Aidiyetin Derin Anlamı Bir Psikoloğun Meraklı Girişi Bir psikolog olarak insan davranışlarını anlamaya çalışırken sık sık şu soruyla karşılaşırım: “Bir yer neden bize ait hissettirir?” Bugün bu merakı, görünüşte coğrafi bir sorudan yola çıkarak incelemek istiyorum: Gudul nereye bağlı? Bu soru yalnızca bir yerleşim yerinin idari bağını sorgulamaz; aynı zamanda insanın zihinsel haritalarında “bağlılık”, “aidiyet” ve “kimlik” gibi kavramları da tetikler. Çünkü her yer, bir “duygusal alan”dır — hatıralar, alışkanlıklar ve ilişkilerle örülüdür. Bilişsel Psikoloji Perspektifi: Mekân ve Zihin Haritası Gudul, Ankara’nın sakin ilçelerinden biridir. Ancak bu bilgi, bilişsel düzeyde yalnızca…
Yorum BırakHayvanlarda Kamuflaj Nasıl Olur? Görünmezliğin Evrensel Sanatı Kendimi her zaman çevreye meraklı biri olarak gördüm; bazen bir parkta yürürken bir kelebeğin yaprağa nasıl da kusursuzca karıştığını fark ettiğimde büyülenirim. Hayvanlardaki bu “görünmez olma” becerisi sadece biyolojik bir strateji değil, aynı zamanda doğanın ince zekâsının bir yansıması. Bu yazıda, kamuflajın hem küresel ölçekteki çeşitliliğine hem de yerel ekosistemlerin bu sanata kattığı renklere birlikte bakalım. — Evrensel Bir Strateji: Hayatta Kalmanın Görünmez Kuralı Kamuflaj, hayvanların yaşadıkları ortamda fark edilmeden avlanmasını veya avcılarından korunmasını sağlayan bir adaptasyondur. Evrimsel süreçte, milyonlarca yıl boyunca şekillenmiş bir “hayatta kalma dili”dir. Küresel ölçekte baktığımızda, bu strateji neredeyse…
Yorum BırakDinde Gösteriş Yapmak Ne Demek? Tarihin Aynasında Maneviyatın Gölgesi Bir tarihçi olarak geçmişi anlamaya çalışırken, insanın değişmeyen bir yönü hep dikkatimi çeker: görünmek arzusu. Her çağda, her toplumda, inançlar yalnızca kalpte yaşanmamış; aynı zamanda sergilenmiş, temsil edilmiş, hatta kimi zaman gösterilmiştir. “Dinde gösteriş yapmak” kavramı, işte bu insanî eğilimin manevi bir alana taşınmış halidir. Peki tarih boyunca bu durum nasıl ortaya çıktı? Dinde gösteriş yapmak neden tehlikeli bir eğilim olarak görülmüştür? Tarihsel Arka Plan: Samimiyetin Yerini Alan Gösteri Tarihin erken dönemlerinden itibaren, din yalnızca bireysel bir inanç sistemi değil, aynı zamanda toplumsal bir düzenin kurucu unsuru olmuştur. İlk uygarlıklardan itibaren…
Yorum BırakKale İç Kapı Kilidi Ne Kadar? Güvenliğin Tarihsel İzinde Bir Yolculuk Bir tarihçi olarak geçmişe baktığımda, insanlığın en eski arayışlarından birinin “güvenlik” olduğunu görürüm. İlkel mağaralardan modern apartman dairelerine kadar uzanan bu uzun hikâyede, kapı kilitleri sadece metalden yapılmış nesneler değil; toplumsal dönüşümlerin, sınıf ayrımlarının ve güven duygusunun sessiz tanıklarıdır. “Kale iç kapı kilidi ne kadar?” sorusu bugünün alışveriş gündeminden bir cümle gibi görünse de, aslında tarih boyunca insanın güvenlik anlayışındaki evrimi anlamak için mükemmel bir başlangıçtır. Kilitin Kökeni: Güvenliğin Başlangıç Noktası Kilit kavramı, insanlık tarihi kadar eskidir. Mezopotamya’da MÖ 2000’lerde ahşap kilit sistemleri kullanılıyordu. O dönemde bir kapıyı kilitlemek,…
Yorum BırakGölge Oyunu Hangi Tiyatro Türüdür? Psikolojik Bir Bakışla Işığın ve Bilincin Oyunu Bir psikolog olarak her zaman merak ettiğim bir şey vardır: İnsan neden karanlıkta bile bir hikâye anlatma ihtiyacı duyar? Bir perde, bir ışık ve birkaç figürle kurulan gölge oyunu, sadece bir tiyatro biçimi değil, aynı zamanda insan zihninin derinlerinde yatan sembolik düşünmenin sahneye yansımış hâlidir. Gölge oyunu, hem dış dünyanın hem de iç dünyanın kesişim noktasında durur; tıpkı insanın bilinç ve bilinçaltı arasında salınan ruhu gibi. Gölge Oyunu: Dramatik Tiyatrodan Psikolojik Oyuna Tiyatro türleri arasında gölge oyunu, biçimsel olarak geleneksel tiyatro kategorisine girer. Ancak psikolojik açıdan bakıldığında bu…
4 YorumToyga Çorbası Hangi Yöreye Ait? – Gelenekten Damakta Kalan Tartışma Kendimi bildim bileli mutfağın başında kaynayan çorba tencereleri hep bir hikâye anlatır gibi gelir bana. Hele konu toyga çorbası olunca, o hikâyenin hem Anadolu’nun kalbinden hem de farklı bakış açılarından geldiğini hissederim. Bu yazıda, “Toyga çorbası hangi yöreye ait?” sorusuna sadece coğrafi bir yanıt aramayacağız; aynı zamanda erkeklerin daha objektif, kadınların ise duygusal ve toplumsal yönlü yaklaşımlarını da ele alacağız. Hazırsanız, çorba kaynasın, tartışma başlasın! — Bir Çorbanın Coğrafyası: Toyga’nın Anadolu’daki Yolculuğu Toyga çorbası, yoğurt, buğday (genellikle aşurelik buğday veya dövme) ve nohudun harmanlandığı, nane kokusuyla taçlanan doyurucu bir lezzettir.…
8 Yorum