Araştırmacı bir gözle toplumsal yapıların bireylerle nasıl iç içe geçtiğini düşünürken, bazen hukuk metinleri dahi bu etkileşimin bir aynası hâline gelir. 1262 Sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu’nun bugün hâlâ yürürlükte olup olmadığı sorusu, yalnızca teknik bir hukuk sorunu değil; aynı zamanda toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler bağlamında da önemli bir düşünce alanı sunar.
Yasanın Temeli ve Güncel Durumu
1262 Sayılı Kanun, 14 Mayıs 1928 tarihinde kabul edilmiş olup, “İspençiyari ve tıbbi müstahzarlar” olarak tanımlanan ilaç ve benzeri ürünlerin üretimi, ithalatı, satışı ve denetimiyle ilgili düzenlemeleri içerir. [1] Mevzuat metinlerinde bu kanuna hâlâ referans verildiğini görmek mümkündür. Örneğin, Mevzuat Takip Sistemi’nde “1262 Sayılı İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu” başlığı altında yayımlanmıştır. [2] Ayrıca, metinlerden birinde bu kanunun “harçlara dair hükümlerinin, 25/2/1952 tarih ve 5887 Sayılı Kanun’un 126’ncı maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı” belirtilir. [3] Bu işaret, yasanın tümüyle yürürlükten kalktığını değil — yalnızca belirli hükümlerinin kaldırıldığını — gösteriyor.
Dolayısıyla, teknik olarak bu kanun hâlâ yürürlükte görünüyor; ancak bazı hükümleri değişmiş veya iptal edilmiş durumda. Bu durum bize hukuk sistemimizde “yürürlükteki yasa” kavramının yalnızca var olması değil, aynı zamanda hangi hükümlerinin aktif olduğu, hangi kurumların uyguladığı ve toplumsal pratiklere nasıl yansıdığı açısından değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatır.
Toplumsal Normlar ve Hukukun Kültürel Yüzü
Yasa metni yalnızca teknik düzenlemeler içermekle kalmaz; aynı zamanda toplumsal normlarla etkileşime girer. Üretimden satışa, ithalattan etikete kadar her aşamada düzenleme vardır ve bu süreçler toplumsal ilişkilerin çerçevesini oluşturur. Erkeklerin genellikle “resmi yapılar”, “dış bağlar”, “organizasyon” işlevlerine odaklandığı bir toplumda, bu yasanın hazırlanması, uygulanması ve denetimi gibi yapısal işlevleri üstlenenler çoğunlukla erkek yöneticiler, hukukçular ve bürokratlar olmuştur.
Kadınlar ise toplumsal pratikler, kullanıcı deneyimi, ilişkisel güven gibi alanlarda daha görünürdür. Örneğin ilaç güvenliği, reçeteli‑ilāç kullanımı, eczane ilişkisi gibi halkla temas eden işler çoğu zaman kadın görevlerle ilişkilendirilmiştir. Yasa metninde “eczane” tanımı, satış düzenlemesi, ambalaj etiketi gibi düzenlemeler dolayısıyla, ilişkisel bağların yönetildiği alanlara da temas eder. Bu durumda erkeklerin yapısal işlevlerinden biri: yasanın hazırlanması, kurumların oluşturulması, denetim mekanizmalarının kurulması. Kadınların ilişkisel bağlara odaklandığı yön: birey‑ilaç/eczane ilişkisi, sağlık hizmeti kullanımı, toplumsal güven ve tüketici bilinci.
Cinsiyet Rolleri, Uygulama ve Kültürel Pratikler
Yasanın pratiğe dönüşmesinde, toplumsal cinsiyet rolleri kendini gösterir. Erkeklerin devletten gelen düzenleme rollerini benimsemesi; kadınların ise sağlık‑tüketici alanlarında bakım, arayüz ve iletişim rollerine yönelmesi olağandır. Örneğin bir eczaneye giden kişiyle eczacı‑kullanıcı ilişkisi, kadınların “ilişkisel bağlar” alanında konumunu akla getirir. Bu bağlamda, yasanın eczane dışı satışları düzenlemesi, ambalaj ve etikete dair hükümler toplumdaki “ilişki güveni” açısından önemlidir.
Öte yandan üretim‑ithalat‑denetim süreçlerinde erkek‑yapı odaklı mekanizmalar hâkim olabilir: laboratuvar açma ruhsatı, mesul müdürlük şartı, fenni şartlar gibi. Kanunda yer alan “Türk tabip, eczacı, kimyager ve ihtisaslarına taallük eden maddeler için… veteriner ve diş tabibi bir mesul müdürün mesuliyeti altında hakiki ve hükmi şahıslar salahiyettardır” hükmü bu yapısal atıflara örnek teşkil eder. [4]
Toplumsal Yansımalar ve Geleceğe Dair Düşünceler
Bu yasanın günümüzde hâlâ yürürlükte sayılmasının kültürel pratiklere yansıması vardır. Örneğin, ilaç kullanımı ve sağlık hizmetleri bağlamında toplumdaki güven‑ilişki dinamikleri, anonim fabrika üretiminden bireysel eczane kullanıcı deneyimine kadar uzanır. Eğer yasa yalnızca kağıt üzerinde kalırsa, toplumsal güven zayıflar; uygulamada etkin değilse halkın ilaca, sağlık sistemine yönelik şüpheleri artabilir. Bu da kadınların ilişkisel güveni kurma rolünü daha fazla öne çıkarabilir.
Geleceğe baktığımızda, bu tür yasanın dönüşümünü, toplumun sağlık, tüketim ve üretim süreçlerindeki değişimleri düşündüğümüzde, üç senaryo akla gelir:
1. Sabit yapı → uygulama düşüklüğü senaryosu: Yasa yürürlükte ama uygulama yeterli değil. Bu durumda toplumda teknik yapılar var ama halkla ilişkiler, tüketici bilinci ve güven eksikliği artar.
2. Yapısal reform senaryosu: Yasa güncellenir, uygulama güçlendirilir, denetim artar. Böylece erkek‑yapı odaklı mekanizmalar modernleşir, kadın‑ilişki odaklı roller beslenir ve toplumsal güven artar.
3. Toplumsal dönüşüm senaryosu: Sağlık hizmetleri dijitalleşir, bireysel bakım ve tüketici bilinci yükselir; yasa yapısal olarak yeniden yazılır, kültürel pratikler ilaca, bakıma dair değişir.
Davet
Okuyucu olarak sizden ricam: kendi deneyimlerinizi düşünün. Sağlık hizmetleri kullanırken karşılaştığınız düzenlemeler, eczane‑ilaç ilişkisi, üretimden satışa kadar gördüğünüz süreçlerde kadın‑ilişki, erkek‑yapı rollerini nasıl gözlemlediniz? Bu yasa metninin sahada “yürürlükte” olması sizin güven duygunuzu artırdı mı, yoksa düzenleme kağıt üzerinde kaldı izlenimini mi verdi? Kendi toplumunuzdaki bu tür yapısal‑ilişkisel etkileşimleri tartışmaya açabilirsiniz.
—
Sources:
[1]: https://portal.aifd.org.tr/ispenciyari-ve-tibbi-mustahzarlar-kanunu-14-05-1928/?utm_source=chatgpt.com “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu – 14.05.1928”
[2]: https://mevzuattakip.com.tr/mevzuat/ispenciyari-ve-tibbi-mustahzarlar-kanunu?utm_source=chatgpt.com “İspençiyari ve Tıbbi Müstahzarlar Kanunu | Mevzuat Takip Sistemi”
[3]: https://izdo.org/img/userfiles/files/kanunlar/tibbimustahzarlarkanunu.pdf?utm_source=chatgpt.com “İSPENÇİYARİ VE TIBBİ MÜSTAHZARLAR KANUNU(1) Kabul”
[4]: https://ticaret.gov.tr/data/5d42a9b313b87632542a2dae/4d85a0c93d378da300ad610c3ec833bd.pdf?utm_source=chatgpt.com “İSPENÇİYARİ VE TIBBİ MÜSTAHZARLAR KANUNU(1)”